Milli Mücadele’nin 100. yılı anısına…
Ya İstiklal Ya Ölüm, 16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgal edip Meclis-i Mebusan’ı dağıtmasından sonra Mustafa Kemal Paşa liderliğinde vücut bulan Kuva-yi Milliye hareketini ve Ankara’da kurulacak tam bağımsız meclisin açılış serüvenini anlatıyor. Vatanın zorlu koşullar altındaki kurtuluş mücadelesini 100. yılında bir kez daha gözler önüne serecek olan Ya İstiklal Ya Ölüm, vatansever kahramanlar eşliğinde Millî Mücadele ruhunun ihtişamını ekrana taşıyacak.
Güçlü kadrosu ve tarihi gerçeklere dayalı hikâyesi ile Ya İstiklal Ya Ölüm, İstanbul’un işgal edilmesi ile kenetlenen Türk milletinin 1. Meclisi açma iradesini aktarıyor.
16 Mart 1920’de İtilaf Devletlerince İstanbul resmen işgal edilir. Resmî kurumlara el konulması, Meclis-i Mebusan’ın basılarak dağıtılması ve yüzlerce mebus ve aydının tutuklanması; binlerce yıllık tarihi geleneği içerisinde saltanatla yönetilen Türk milletinde, Ankara’daki Mustafa Kemal Paşa liderliğinde vücut bulan Kuva-yi Milliye’nin tek kurtuluş ümidi olduğu inancını pekiştirir.
Millî Mücadele’nin lideri Mustafa Kemal, olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılmasına karar verirken; tutuklanmaktan kurtulmuş mebuslar, subaylar ve aydınların İstanbul’dan Ankara’ya tehlikelerle dolu çok zorlu yolculuğu başlar. Tarihi Sultanahmet Mitingi’nin hatibi ve Millî Mücadele’nin yılmaz kahramanlarından Halide Edip, köklerine ait özellikleri koruyan mebus eşi Adnan, Meclis-i Mebusan Reisi Celâleddin Ârif, son derece vatansever, çağının ilerisinde bir Türk aydını şair Mehmet Akif ve diğerlerinin tek bir amacı vardır artık: Ankara’ya ulaşarak millî iradenin hakim kılınacağı yeni meclise katılmak ve işgalci kuvvetlere karşı tek yürek olup vatanı yabancı ellerin işgalinden kurtarmak.
İşgal Kuvvetleri İngiliz Yüksek Komiserliğinden Sir Milne, Sir de’Robeck ve Mr. Ryan, Osmanlı Devleti’ni ortadan kaldırıp bir sömürge haline getirecek sulh anlaşmasını Türklere imzalatabilmek için; Millî Mücadele’yi yok etmeye ve Ankara’da bağımsız bir meclisin açılmasına engel olmaya her türlü zulümle çabalarken, Damat Ferit Paşa ve Sait Molla’nın iş birliğinden yararlanırlar. Millî Mücadele tarafında yer alan ve vatanı kurtarma hedefi bulunanlar için dışarıdaki düşmanlar kadar içerideki iş birlikçiler de bir engel olarak görülse de azim, kararlılık ve vatan aşkı her şeyin üstündedir.
İstanbul Hükümeti, dirayetli, gururlu ve milliyetçi Sadrazam Salih Hulusi Paşa, meclis reis vekilleri ve sağlam iradeli, dürüst, güvenilir, sözünün eri Harbiye Nazırı Fevzi Paşa vasıtasıyla Anadolu hareketine vakit kazandırmak için İngiliz Yüksek Komiserliği’nin tehdit, hakaret ve baskılarını göğüslerken; toplumun idareci sınıfıyla sivil halktan oluşan Millî Mücadeleciler ise, kurdukları gizli örgütlerle İstanbul’da büyük bir direnişe girişirler. Zulmün ve zalimin karşısında, mazlumların ise yanında olan eski tulumbacı ve kabadayı Topkapılı Mehmet, inançlı, vatansever ve cesur Hatuniye Dergâhı Şeyhi Sâdeddin, üstüne aldığı görevi sonuna kadar kararlılıkla götüren eski Teşkilat-ı Mahsusa Başkanı Hüsamettin, zeki, yetenekli, vatansever ve korkusuz Telgraf Merkezi Baş Memuru İhsan, haksızlık karşısında tahammülsüz ve doğru bildiğini savunmaktan kendini sakınmayan Darülfünun öğrencisi Galip ve kaderin yollarını aşkla birleştirdiği Ferit Paşa’nın sır kâtibinin kızı Nazan ve mualliminden nakliyecisine, arabacısından sandalcısına, subayından bitirimine Millî Mücadelecileri bir araya getiren tek amaç; vatanın işgalden kurtarılması ve bağımsızlığı için Anadolu’daki millî hareketin başarıya ulaşabilmesidir. Millî Mücadele’nin her yaştan, her kesimden ve her meslekten destekçisi için sadece iki ihtimal vardır: Ya istiklal ya ölüm.
İlker Kızmaz, Birkan Sokullu, Dolunay Soysert, Osman Sonant, Mehmet Özgür, Rıza Kocaoğlu, Hilmi Cem İntepe, Melis Sezen, Ushan Çakır ile Altan Erkekli ve Kenan Bal gibi isimlere kadrosunda yer veren dizinin senaryosu Funda Çetin’e ait. Yapımını Kirli Kedi & Atlantis Yapım’ın üstlendiği Ya İstiklal Ya Ölüm’ün yönetmen koltuğunda ise Yasin Uslu oturuyor.