RAUF ORBAY

1881 - 1964

1881 yılında İstanbul’da doğan Rauf Bey, asker bir aile içerisinde yetişmiştir. Babası Ayan azasından Ferik Mehmet Muzaffer Paşa’dır. 1898 yılında Heybeliada Bahriye Mektebi’nden mezun oldu. Deniz subayı olarak Osmanlı donanmasına katıldı. Deniz teğmeni olarak 1905-1911 yılları arasında çeşitli ülkelere donanmayı güçlendirme ve geliştirme amacıyla resmi seyahatler yapmıştır. Osmanlı Devleti’ndeki 1908-1922 yılları arasındaki hemen hemen her olay ve gelişmenin ilgililerinden olmuştur. Balkan Savaşı’nın Karadeniz ve Akdeniz’de yürütülen deniz muharebelerinde Hamidiye kruvazörünün komutanı olarak görev yaptı. Bu alanda elde ettiği bilinirlik siyasette yükselmesini sağladı ve Müşir Ahmed İzzet Paşa kabinesinde Bahriye Nâzırlığına getirildi. Ancak Bahriye Nâzırı olarak Mondros Mütarekesi’ni Osmanlı Devleti adına imzalamak zorunda kalması uzun yıllar üzüntü duyduğu bir olay olmuştur.

Rauf Bey’in Mustafa Kemal ile tanışması 31 Mart 1909 ayaklanmasına dayanır. Ancak branşlarının farklı olması nedeniyle sık sık görüşme fırsatı bulamamışlar ve çok uzun aralıklarla görüşebilmişlerdir. İsyanın bastırılması vesilesiyle tanışan bu kişiler fikir ve görüşlerindeki uygunluk ile Millî Mücadele döneminde de birlikte çalışma olanağına sahip olmuştur. Mondros Mütarekesi hükümlerinin uygulanışı sırasındaki işgalcilerin istismarı üzerine Rauf Bey, Mustafa Kemal ve Fethi Bey (Okyar) ile temasa geçmiştir. İstanbul Hükümeti’nin işgallere karşı kayıtsız kalması nedeniyle askerlik görevinden ayrıldıktan sonra Kuvâ-yi Milliye’ye katılmış ve Mustafa Kemal’e destek olmuştur. Millî Mücadele döneminde Anadolu’da toplanan kongrelere de katkı sağladı.

Rauf Bey, İstanbul’daki Son Osmanlı Meclisi Mebusanı’na Sivas mebusu olarak katılıp, Millî Mücadele faaliyetlerine katkı sağlamak için görüşmelerde bulunmuştur. Ancak 16 Mart 1920’de Rauf Bey İngilizler tarafından ele geçirilerek bazı arkadaşları ile birlikte Malta’ya sürgüne gönderilmiştir. 1921 yılında Malta’dan dönebilen Rauf Bey, Ankara’ya geçerek yeni kurulmuş olan meclise katılmış ve Nâfia vekilli olarak görev aldı. 25 Ekim 1923’te İsmet Paşa’nın da aday olduğu meclis ikinci başkanlığı için yapılan seçimi kazanmıştır.

Rauf Bey’in Cumhuriyet’in ilân ediliş biçimini eleştiren bir demecinin İstanbul basınında yer alması ve hilâfetin kaldırılması yönündeki çabalara muhalefet etmesi gibi sebeplerden Mustafa Kemal Paşa ile araları açıldı. İkili arasındaki bu ayrılık Rauf Bey’in Halk Fırkası’na karşı kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucuları arasında yer almasıyla daha ileri bir boyuta ulaştı. Sonrasında 1926’da Mustafa Kemal’e suikast girişimi olarak bilinen İzmir suikastı ile bağlantısı olduğu iddia edilen Rauf Bey, Ankara İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanmıştır. Bu süreçte tedavi amacıyla yurt dışında bulunması nedeniyle tutuklanamamış ancak hakkında gıyabi on yıl sürgün cezası verilmiştir. Cumhuriyet’in onuncu yılında çıkarılan aftan sonra bir süre daha yurt dışında kalmış, ardından Türkiye’ye dönmüştür. İstiklal Mahkemesi’nin hakkında verdiği kararın iptal edilmesinden sonra 1939 yılında Kastamonu milletvekili olarak yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmiştir. 1942 yılında Londra’ya gönderilen Rauf Bey Türkiye’yi II. Dünya Savaşı’nın dışında tutma hedefine yönelik diplomatik görevi yerine getirmiştir. 1944’te bu görevinden ayrıldıktan sonra siyasetten uzak kalmış ve 16 Temmuz 1964 tarihinde vefat etmiştir. 

  • Şaban Sitembölükbaşı, “Orbay, Hüseyin Rauf”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, cilt 33, 2007
  • Süleyman Ataseven, Rauf Orbay Biyografisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 1997.